30 Haziran 2011 Perşembe

Derim salıyor üstümdeki kokunu,
usulca seyiriyor beden savaşına.
Hırçınlaşıyor aşk ,
ruhum harmanlaşıyor
göğsüm ile gerdanım arasında bir yerlerde,
saçların bir gidip bir geliyor..
avuç içlerin değiyor ellerime,
ayakların yerimi yokluyor..
Ve ben tutku denilen kainatının en dip yokuşunda nefes nefeseyim..
Haykırışlarıma kulak asmaksızın devam ederken sen,
ben dibindeyim en varsayılan hayatımın. En gerçekçi, dilde binlenmiş hayatımın. Sen aldırmadan bana hiç bilmediğin yerlere koşarken, ben milyonlarca koku dolaşıyorum. Ten arıyorum bedenime susayan, doku arıyorum uyuşan zihnime.
Ama...
Yalnız tek bir koku yok, tümünen karışmış taşıdığım kokun. Her dokuya yapışmış gibi yayılmış zehrin...
Ben sanarken yabancı, aslında bana pekte uzak değilmiş.
Avunmuş muyum dersin? Haklısın... Özlüyormuşum ben seni.
Hadi gel...
Derimi sıyır, dokumu sök,
damarlarıma sokul, kanıma sız ve ben yeniden... Belkide yeniden senin... Ne dersin?

24 Haziran 2011 Cuma

Nasıl oldu da sevdin beni?
Aklım almıyor nasıl benim oldun?
Nasıl oldu da uzandın sıcağıma,
nasıl oldu da sabahlara kadar gözlerini yummadan kokladın bedenimi, nefesini süzdün saçlarımda?
Nasıl oldu da kör yeminlerimi bir gece de boğazladın,
sen kokmayan ömrümün tüm vakitlerini gömdün? Sen kokan her dokuya yapıştım şimdi, dökülmüş altın sarısı saçlarını topladım, duvarlara yankı yapan seslerini dinledim. Ben öyle bir kaldım ki sende, senle birlikte soluduğum, şimdi sen kokmayan nefesimi solumayı unuttum...

23 Haziran 2011 Perşembe

Öyle bir direnişti ki içimde düğümlediğim.
Her gün etimden koparmaya çalıştığım kokun, savaşımdı.
Üstünde defalarca nefes süzdürdüğüm, pürüzünü öldürdüğüm tenim seyirirken koynunda, sen benden bir haber seviyordun hala... Sen, temizledikçe pislettiğim zoraki sığıştığım beden, kokun ezberimden çıktığı an kendi ellerimle suyumda boğduğum. Seviyorum demek yetmezmiş ya, tek sığınağım başka yüzlerdi sevdiğim...

16 Haziran 2011 Perşembe

Arsız ruh söküldükçe sökülüyordu bedenimden
derimden atıyordu pis kanı, gırtlağımda düğümlüyordu soluğumu. Sökene kadar koparıyordu tüm hislerimi. Gırtlaklıyordu delice hayallerimi. Boğuyordu ürperen tenimi.
Sesime kulak vermeksizin, çıkıyordu kanata kanata yüreğimden. Söke söke alıyordu canımı sorgusuz sualsiz...
Bense yok oluşuma bir şarap açıyordum. Kadeh kaldırıyordum arsız ruhuma...

14 Haziran 2011 Salı

Boylu boyuncana serdiğim günahlarıma örüyorum sevaplarımı.
Kucakladığım merhametimi dağıtıyorum öfkeme.
Koy verdiğim kimliğime sövüyorum tutunası hayatımı.
Aşağılık tavrını bırakıyorum gerdanını boğduğum ellerime.
Yamalarını söküyorum gırtlağımda düğüm olmuş korkularımın.
Köküne kadar işliyorum tüm gerçeklerimin açığını.
 Ve durmaksızın sökülüyorum umutlarıma...
 

11 Haziran 2011 Cumartesi

Bedenin titriyor aşka
Saçların sarhoş, kokun zehir.
Susuyorsun şimdi, duman olmuş ağızın.
Rengin alevleniyor, dağılıyorum karşında
Kopar sızımı, zehrini bas
Bir kapak daha at, ölüme susayalım kadın...
Hapsoluşlarıma sığıştırdığım ismini söküp atıyorum bu gece.
Vakitsiz gidişlerini izliyorum sevgili.
Umarsız boyuna kadar battığın küfürlerini ezberliyorum bu gece. Halat gibi söküldüğün yeminlerine susuyorum. Koy verdiğin gururuna sesleniyorum. Darmadağan bıraktığın geçmişine saydırıyorum sen giderken. Basıp gururu, temizliyorum köküne kadar sen kokan her hücremi...

3 Haziran 2011 Cuma

Çömeldin dizlerime bu gece,
kayıtsızlığına bir sigara yaktım.
Yok oluşunu izlerken ben, sen bedenime dokundun
Parmaklarını gezdirdiğin tenim seyiriyorken sıcaklığına, nikotinden sarhoştum.
İçime çektiğim her dumanda biraz daha sevdim dokunu
Her zaman aşık olmaktan korktuğum zırhımı deşmeye başladın geçen her saniye. Biraz daha kopmaya başladım arsız ruhumdan. Ve ben hapsoldum kesik soluklarına. Git gide nefesine karıştım, ve sen söndürdüğüm son sigaramdın...