30 Mayıs 2011 Pazartesi

Seninle sevişmek;
hayata ara vermek gibi,
tüm günahlardan arınmak gibi,
kısa bir soluğa sığdırdığın yutkunuş gibi,
kendini tanımak gibi seninle sevişmek.
kusursuzluğunu ilan ettiğin uzun bir ömür gibi,
kanatları kırılmış kuş gibi korkakça senin olmak ve kayıtsızlığıma karşı koyamadığım nefesine karışmak, yeniden doğmak gibi...

24 Mayıs 2011 Salı

Şöyle bir bakıyorum da, epey bir büyümüşüm.
Ellerim büyümüş, ayaklarım. Saçlarım baya bir uzamış, boyum atmış. Sadece, kimsesiz aklım büyümüyor hala. Seneler önce zihnime  kazıdığım sen, hala öylece duruyorsun. Şekil değiştirmeden, boy göstermeden hala çocuk gibi... Oysa ben, benimle büyümeni ümit etmişim. Zihnimi yormanı beklemişim, epeyce çekilmez baş ağrılarına neden olmanı. Halbuki sen, bensiz büyümüşsün çocuk. Epeyce bir yol almışsın, bana hiç dokunmadan. Kadınların olmuş orada burada göründüğün.
Bir bebeğin olmuş adını ben koyduğun. Büyükçene bir eve sahipmişsin tıpkı istediğim gibi beyaz ve mavi panjurları olan.
Sen adam olmuşsun sevgilim...Cennetime gelenlerden duydum...
Harbe de kalmış gibi, beynim suçlu, yeminlerim günahsız.
Zorlukla boğuştuğum hasretin git gide büyüyor içimde.
Halatlarım kopuyor yerinden, ruhum kaynıyor.
Bana uzanan ellerin yok artık, boşluğuna tutunuyorum.
Çaresiz gitmelerimizi izliyorum sevgili.
Kanırttıkça koparmaya çalıştığım bencilliğine susuyorum.
Sevaplarına örüyorum halatlarımı, boyunca seriyorum.
Kayıtsızlığımı bastıran yokluğun, her geçen güne ayak basıyor.
Kadim bir yalnızlık bürüyor bedenimi,
Bense üşüyorum...

22 Mayıs 2011 Pazar

Koskocaman bir yüküm var üstüne yığmak istediğim.
Seni dinlemekten ziyade ben konuşmak istiyorum.
Aylardır içimde tuttuğum kinimi boca etmek istiyorum artık bakamadığım yüzüne. Bambaşka kokulara bürünmüş tenini birde ben kirletmek istiyorum. Deşmek istiyorum deli yüreğini.
Bahanelerini, plavralarını duymak istiyorum, kahkahalarımla hatırla beni diye. Soluduğum gerdanına değen her dokuyu büyütmek istiyorum içimde, her geçen gün alevlendirmek. Ta ki sen bana dönene kadar...

18 Mayıs 2011 Çarşamba

Bir başka bu gece. Gırtlağıma kadar hasret doluyum. Düşünmekten ziyade oynuyorum bizi. Her gece bir rol katıyorum hayaline. Bir öyle bir böyle oluyorsun karşımda. Çoğunlukla iyiyi oynatıyorum, bana delice bağlandığın aptal aşık rolünü giydiriyorum üzerine. Bıkmaksızın devam ediyorum buna. Çömeliyor öfken kayıtsızlığıma. Boğuyor aşkın ürperen ellerimi. Yeminler sökülüyor ağzımdan, durmaksızın akıyor bencilliğine. Her zaman kinden farklı bir griye bürünmüş duruyorsun bu gece. Soğuk ve bekleyişi uyandırıyor hissiyatın. Bedenim harmanlaşıyor  yokluğunla. Günler birbirine giriyor, saatlerim şaşıyor. Ve vardiyamdan bir gün eksilmiyor...

16 Mayıs 2011 Pazartesi

Alt üstü bir aşktı deyip geçmek vardı şimdi.
Tüm yükünden arınmış tertemiz bir kalbe sahip olmak,
yeniden aşık olmak için köküne kadar arınmış bir kalp. Ellerim ise gittikçe erimeye başlayan buz gibi şeffaf görünmeliydi. Bedenimden akıtmak isterdim derime işlenmiş keskin kokunu.
Gerdanımdan sökmek isterdim delice uzandığın yatağını.
Terini usulca silmek isterdim göğüslerimin arasından, bacaklarımdan akan kanı geri sokmak isterdim mahremime.
Korkusuzca tüm çıplaklığımı sermek isterdim senden ötürü yabancı öğrettiklerine. Ve ben bildiklerinden ziyade öğrendiklerinde olmak isterdim hep...

15 Mayıs 2011 Pazar

Sen çocuk, sen, büyüyeceksin.
Sen bir gün seveceksin
Bir kız çocuğun olacak canından çok seveceğin,
ve sen başka bedenlerde nefes alacaksın çocuk.
Dokusuna sadık kalacağın bir kadın olacak her sabah yanında uyanan. Kör yeminlerin olacak boğazlayan gırtlağından söküp atamadığın. Aşk dediğin saracak büyüyen ellerini. Ayaklarına illet olacak aile dediğin, boyunca sarmaladığın karın. Sahipleneceksin benden ötürü kaçındıklarını. Meraklanacaksın kimi zaman, gözlerini akıtacaksın saatlere. Ben gittim çocuk, geçmişime boğuldum. Günahlarımla arındırdılar beni, ayıplarımla aklandırdılar. Ben gittim çocuk, sen büyü.Sevişlerimle büyü...

14 Mayıs 2011 Cumartesi

Git gide bölünüyor içim, tutkum yolundan şaşıyor.
Senden başkası, güya el olan, senin kadar yakın şimdi bana
Söyleyin sevgililerim iki kişi birden sığar mı tek yüreğe? yoksa çelişiyor mu aşkımla tutkum? Hanginiz aşk? Hanginiz tutku?
En ağırı hangisi? Ben neden birinize sığdıramadım ikisini? Ben nasıl böyle aşağılık bir kadın oldum, yıllardır koynunda beslediğim tenimi nasıl süzdürdüm hiç düşünmeden bir başkasına? Peki o? Onun içinde temiz değildim ben, olmadım. Kimin sevgilisiydim? Ben kendimle boğuşan, egomu tatmin etmeye çalışan hem senin, hem onun orospusuydum sevgilim.

11 Mayıs 2011 Çarşamba

İçime sığamayacak cinsten, kadim bir ağırlık cüssesi büyükçene. Kaçmaya çalıştıkça ayak bileklerime değen halhal misali narin. Hızlandıkça hızımı kesen ıslak asvalt gibi ne siyah ne beyaz. Sokulamadığım rengine oldukça uzak olan ben, git gide kusursuzluğunu kaybeden kimliğim, ne olduğu belirsiz gidiyor öylece şehri muamma...

6 Mayıs 2011 Cuma

Üç kuruşluk adam uğruna satın verdiğim benliğim. Uçsuz bucaksız adresi belirsiz yuvasında boğulur o her gece. Her saniye sigara dumanını içine çektiği vakit bir şarkı fısıldamaya başlar. Çoğu kurduğu cümlelerin içinde kendimi bulurum, pek hoş olmasa da bulurum işte. Beni konuşur durup dururken. Kendide bilmez neden söyler durur beni. Bende bilmem. Aslımı yitirdiğim her gün onu dinlemeye giderim ben. O da sanki farkındaymış gibi bir şeyler mırıldanır duymam için. Duyarım ben, en duymak istemediklerimi. Belkide hiç gitmem oradan aslımı tanımak için. Yitirdiği gibi, yitirdiklerini söylemeyi çok sever o adam, tıpkı benim onu sevdiğim gibi...

2 Mayıs 2011 Pazartesi

İhanetim midemi bulandırıyor.
Bile bile deli olan elde kucak olmuşum, istesem de düşemiyorum. Dilim varmıyor, yabancılaşmışım tenine. Ötesini düşünmek istemediğim zamanım git gide pisletiyor içimdeki seni. Dokum salıyor üstümdeki kokunu, saçlarımdan düşüyor ellerin, mahremimden gidiyor. Bir türlü dur diyemediğim aklım uçup gitmiş. Zehrimi akıtıyorum her sustuğum dakika sana. Çaresiz gitmeliyim. Atmalıyım kollarından kendimi, düşmeliyim fikrinden. Kalbinden sökülmeliyim sevgili...